Amfibi Hücum Araçlarının Tarihçesi ve ZAHA
Savunma ve denizcilik tarihinde bir dönüm noktası! Amfibi harekâtların tarihi gelişimi ve ZAHA'nın sunduğu kabiliyetler ile Türk Deniz Kuvvetleri'nin gücü nasıl değişiyor? FNSS Kurumsal İletişim Yöneticisi Cem Altınışık’ın kaleme aldığı makalede tarihten günümüze amfibi harekâtların savaş stratejilerindeki kritik rolüne ve modern dönemde ZAHA ile birlikte elde edilen yeteneklere değiniliyor.
Amfibi harekât, kara, deniz ve hava kuvvetleri unsurlarının birlikte icra ettikleri müşterek bir harekâttır. Bu nedenle kuvvetler arasında koordinasyonu gerektiren karmaşık bir harekât biçimidir. Planlama ve icrasındaki güçlükler nedeniyle nihai hedeflerin ele geçirilmesinden başlanarak, ileriden geriye doğru dakika dakika planlanır ve hazırlanan zaman çizelgelerine uygun olarak icra edilir. Tarihteki başarısız ve başarılı örnekler, bu tür harekâtın teknoloji, donanım, lojistik, strateji ve zamanlama açısından ne kadar kritik olduğunu göstermektedir.
Tarihte amfibi harekâtlar arasında bilinen en eski savaş, M.Ö. 490 yılındaki Maraton Savaşı'dır. Persler, Atina'ya karşı geniş bir amfibi harekât planlamakla birlikte, Atinalıların stratejik hazırlıkları ve savunma yetenekleri karşısında yenilgiye uğramıştır. Benzer şekilde, M.Ö. 480 yılında yaşanan Thermopylae Savaşı ve Salamis Deniz Muharebesi de amfibi harekâtın önemini ve sonuçlarını gözler önüne sermiştir.
Maraton Savaşı, M.Ö. 490
Roma İmparatorluğu, Kartaca'ya karşı düzenlediği deniz seferlerinde ve sonrasında Britanya'ya (MS 43) yapılan çıkarma harekâtlarında amfibi harekâtın etkinliğini kanıtlamıştır. Napolyon'un 1798 yılında Mısır'a gerçekleştirdiği seferle, harp tarihinde amfibi harekâtların karmaşıklığına ve lojistik unsurların kritik bir öneme sahip olduğuna dikkat çeken önemli örneklerdendir.
Türk tarihine baktığımızda, amfibi harekâtlar önemli bir yer tutmaktadır. Çaka Bey'in ilk Türk denizcisi olarak 1081-1092 yılları arasında gerçekleştirdiği, Smirni ve Abidos fetihleri, Türk denizcilik ve askeri tarihinin önemli kilometre taşlarındandır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde de bu tür harekâtlara sıkça rastlamak mümkündür. Özellikle Barbaros Hayreddin Paşa'nın Akdeniz'deki faaliyetleri ve pek çok adayı Osmanlı topraklarına katması, deniz gücünün ve amfibi harekâtın Osmanlı İmparatorluğu açısından ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
Çanakkale Muharebeleri ise sadece Türk askeri tarihi için değil, dünya askeri tarihi için de önemli bir amfibi harekât ve amfibi harekata karşı savunma harekâtıdır. Birinci Dünya Savaşı sırasında İtilaf Devletleri'nin Gelibolu Yarımadası'na yaptığı amfibi çıkarmalar, Türk askerinin dirayeti, güçlü savunması ve stratejik hazırlığı sayesinde başarısızlıkla sonuçlanmış, bu da amfibi harekâtın aynı zamanda savunan taraf açısından da ne kadar zor ve karmaşık olduğunu göstermiştir.
Gelibolu Yarımadasına çıkarma yapan ANZAK birlikleri, 25 Nisan 1915
Sonuç olarak, tarih boyunca amfibi harekât, hem zaferlerin hem de yenilgilerin kritik unsuru olmuştur. Türk tarihinde de deniz gücü ve amfibi harekâtın önemli bir yeri bulunmaktadır ve bu durum her iki dünya savaşı boyunca ve modern askeri harekâtlarda da devam etmiştir.
İkinci Dünya Savaşı: Önemli Amfibi Harekatlar ve Amfibi Araçların Gelişimi
İkinci Dünya Savaşı'ndaki amfibi harekât örnekleri, modern askeri harekâtta amfibi çıkarmaların ve amfibi araçların ne kadar kritik olduğunu ortaya koymuştur. Çıkarma gemileri ve amfibi araçlar, karaya asker ve teçhizatın taşınması sürecinde vazgeçilmez unsurlar olmuştur. Bu araçlar sayesinde, Müttefik kuvvetler Avrupa, Kuzey Afrika ve Asya-Pasifik cephelerinde stratejik zaferler elde etmiştir. Hem teknolojinin gelişimi hem de taktik ve stratejilerdeki değişimler, muharebelerde amfibi harekâtın önemini artırmıştır.
Savaşın başında Almanlar, Kraliyet Hava Kuvvetlerini (RAF) etkisiz hale getirdikten sonra Britanya'ya bir amfibi harekât düzenleyerek Avrupa'nın fethini tamamlamayı planlamışlardı. Bu doğrultuda, Landwasserschlepper (LWS) isimli, zırh koruması ve ateş gücü bulunmayan amfibi araçlar geliştirdiler. LWS'ler, mühimmat ve personel taşıma, suda ve karada hareket edebilme kapasitesine sahipti. Ancak Almanların, RAF'e karşı hava üstünlüğünü bir türlü sağlayamamaları sebebiyle Britanya'ya düzenlenecek amfibi harekât planı hiçbir zaman hayata geçirilememiştir. LWS az sayıda üretilmiş ve bu araçlar savaş boyunca dikkate değer bir varlık gösterememiştir.
Alman Amfibi Taarruz Aracı, Landwasserschlepper, İkinci Dünya Savaşı
Müttefik tarafında ise İkinci Dünya Savaşı’nın adeta kaderini değiştiren önemli amfibi harekât örneklerine imza atılmıştır. Bunalar arasında Operation Torch, Anzio Harekâtı, Normandiya Çıkarması (D-Day) ve Pasifik Cephesi'ndeki Guadalcanal, Saipan ve Iwo Jima çıkarmaları bulunmaktadır.
Operation Torch
Kasım 1942'de Müttefik kuvvetler tarafından Kuzey Afrika'nın doğu ve batı kısımlarına yönelik düzenlenen harekât, Müttefiklerin ilk büyük amfibi harekât örneklerinden biri olarak kabul edilir. Bu harekâtta, amfibi çıkarma gemileri ve araçlarının kullanımı, karaya başarılı bir şekilde asker ve teçhizat sevk etmenin ve bu bölgede stratejik kontrol sağlamanın önemini ortaya koymuştur.
Meşale Harekatı, Müttefik Kıyı Çıkarması, 8 Kasım 1942
Anzio Harekâtı
Ocak 1944 tarihinde İtalya'nın Anzio bölgesine yapılan çıkarma, Alman savunmasının en güçlü olduğu Gustav Hattı’nın kuzeyinden çıkmak, Almanları Cassino'dan çekmeye zorlamak ve İtalyan başkentine doğru ilerlemenin yolunu açmak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu çıkarma, amfibi harekâtın başarısının hız (harekât temposu) ve sürpriz unsuruna ne kadar bağlı olduğunu göstermiştir.
Asker ve teçhizat yüklü DUKW amfibi araçları Anzio'ya kıyıya çıkıyor, 22 Ocak 1944
Normandiya Çıkarması (D-Day)
6 Haziran 1944'te gerçekleşen bu çıkarma, tarihin en büyük amfibi harekâtı olarak bilinir. Bu harekât, Müttefik kuvvetlerin Avrupa'nın işgalini başlatması için hayati öneme sahiptir. Sherman tankından dönüştürülen amfibi Duplex Drive (DD) tankı, Landing Craft Vehicle (LCV), Landing Craft Assault (LCA), Higgins boat, Landing Vehicle Tracked (LVT) ve Beach Armoured Recovery Vehicle (BARV) gibi çıkarma araçları ve muharebe destek araçları kullanılmış ve bu araçlar harekâtın başarısında kritik rol oynamıştır.
Sherman Duplex Drive (DD) Tankı, Neckar Nehri, Almanya 1945. ABD Ulusal Arşivleri
Pasifik Cephesindeki Harekâtlar
Pasifik cephesindeki amfibi harekâtlar, özellikle adalar üzerindeki kontrolün sağlanması ve Japonya'ya karşı stratejik avantaj elde edilmesi açısından büyük öneme sahiptir. Guadalcanal, Saipan ve Iwo Jima gibi adalara yapılan çıkarmalar, amfibi harekâtın ne kadar zorlayıcı olabileceğini ve deniz kuvvetlerinin lojistik kabiliyetlerinin savaşın sonucunu nasıl etkileyebileceğini göstermiştir. Özellikle LVT'nin büyük taşıma kapasitesi hem suda hem de karada etkin hareket edebilme kabiliyeti ve orta kalibre silah sistemlerinden oluşan ateş gücü ile Pasifik adalarına yapılan amfibi hücumlarda önemli başarılara imza atılmıştır. LVT'lerin üstünün açık olması ve sınırlı bir balistik koruması olması sebebiyle, beklenmedik zayiatlar yaşanmış ve savaşın bitiminde yeni nesil amfibi araçların geliştirilmesi için çalışmalara başlanılmıştır.
M29C Wiesel ve LVT4 Alligator Amfibi Araçları, Musée des Blindés, Fransa Cem Altınışık Arşivi
Soğuk Savaş Dönemi: LVTP-5 ve AAV7
Soğuk Savaş döneminde, Amerikan Deniz Piyadeleri daha gelişmiş ve etkin amfibi araçlara ihtiyaç duymuştur. LVTP-5 bu ihtiyaca karşılık olarak geliştirilmiştir. Bu araç, daha iyi zırh koruması, 37 kişilik personel ve yüksek taşıma kapasitesi ve gelişmiş deniz performansı sunarken, siluetinin büyük ve toplam ağırlığının yüksek olması ile yaşanan bazı mekanik ve teknik problemlerle karşılaşılmıştır. 1960’ların sonunda yeni bir amfibi hücum aracı için çalışmalara başlanmıştır.
LVTP-5A1
1972 yılında ortaya çıkan AAV7 (Amphibious Assault Vehicle), seleflerine göre ileri teknolojik özelliklerle donatılmıştır. 12.7 mm makineli tüfek ve otomatik bombaatarlı silah sistemi, modern muhabere ekipmanları ve zırh koruması AAV7'yi diğer amfibi araçlardan ayırmaktaydı. Uzun yıllar boyunca geliştirilip modernize edilerek günümüzde de kullanılıyor olmasına rağmen AAV7’nin en gelişmiş konfigürasyonlarında dahi mayın koruması özelliği bulunmamaktadır.
Kıbrıs Çıkarması: Çıkarma Araçları ve Deniz Piyade
Modern askeri tarihimizdeki önemli amfibi harekat örneklerinden biri de 1974 yılındaki Kıbrıs Barış Harekatı'dır. Türk Silahlı Kuvvetleri, Kıbrıs'ta barış ve huzuru yeniden tesis etmek amacıyla gerçekleştirdikleri bu harekatta, çıkarma gemileri ve çıkarma araçları ile adaya nakledilen zırhlı araçlarla kıyıya çıkarma yapmış ve önemli stratejik noktaları ele geçirmiştir.
Kıbrıs Barış Harekatı sırasında Türk Silahlı Kuvvetleri, LST sınıfı çıkarma gemileri LCT,LCM ve LCU sınıfı çıkarma araçları, lastik botlar kullanarak karaya çıkmış ve harekatta zırhlı araçları etkin bir şekilde kullanmıştır. Amfibi çıkarma gemileri, personel ve zırhlı araçları çıkarma plajlarına taşıyarak kıyıya güvenli bir şekilde çıkarmıştır.
Çıkarma sırasında Landing Craft Tank (LCT), Landing Craft Mechanized (LCM) ve Landing Craft Utility (LCU) gibi çıkarma araçları, öncelikle deniz piyadeleri, müteakip kademelerde kara kuvvetleri birliklerimizi ve zırhlı araçları kıyıya taşımıştır.
Bu sayede zırhlı araçlar ve tanklar, sahildeki direnişi kısa sürede kırabilmiştir. Ancak Kıbrıs Barış Harekâtına katılan unsurların o dönem, çıkarma gemileri olmadan, zırh koruması altında, gemiden kıyıya ve iç hatlara kadar ilerlemelerini sağlayacak bir yetenekleri bulunmamaktaydı.
Kıbrıs Barış Harekatı 1974
Türk Donanması’nda İlk Amfibi Araç Girişimleri
Türk Deniz Kuvvetleri, uzun yıllar boyunca amfibi harekâtın kıyıya hücum safhasında deniz piyadelerimizin etkinliğini artırmak için zırhlı amfibi hücum araçlarına ihtiyaç duymuş ve bu doğrultuda çeşitli girişimlerde bulunmuştur. 1980'lerin başında Genelkurmay Başkanlığı’nın kuvvetler arasında başlattığı bir proje yarışması kapsamında, Deniz Kuvvetlerindeki mühendis subaylar tarafından geliştirilen projeler neticesinde İzmir Bakım Onarım Komutanlığı’nda iki araç prototipi ortaya çıkmıştır. Bu prototipler, Çaka-1 4x4 tekerlekli ve Çaka-2 paletli amfibi araçları olarak adlandırılmıştır.
Çaka-1 4x4 Tekerlekli ve Çaka-2 Paletli Amfibi Hücum Araçları, Cem Altınışık Arşivi
Çaka-2 paletli amfibi araç, palet ve cer dişlisinden de anlaşıldığı üzere, Kara Kuvvetlerinin envanterinden çıkan 1930 model bir M2 Hafif Tankı'nın parçaları kullanılarak geliştirilmiştir. Karada hareket kabiliyeti sağlamak için bu eski hafif tankın motoru kullanılmış, suda itki sistemi için ise personel taşımakta kullanılan bir işkampavya motoru entegre edilmiştir. İlk sızdırmazlık ve yüzme testleri İzmir, Alaybey’deki Naldöken Tersanesi’ndeki havuzda gerçekleştirilmiş ve ardından deniz ve kara testlerine geçilmiştir.
Seferihisar Doğanbey tatbikat bölgesi açıklarında, TCG ERTUĞRUL Tank Çıkarma Gemisi’nden denize bırakılan araçlar, yüzerek karaya çıkış yapmaları suretiyle bir dizi testten geçirilmiştir. Testler neticesinde Çaka-1 tekerlekli amfibi araçta dalgaya mukavemet ve sahildeki yumuşak kum zemine çıkış esnasında birtakım sorunlar yaşanırken, Çaka-2 paletli amfibi araç sudaki düşük hızına rağmen kıyıya başarılı şekilde çıkabilmiştir. Ancak bu araçların düşman mayın ve hafif silahlarının etkilerine karşı herhangi bir zırh korumasına sahip olmamaları, sudaki hızlarının çok düşük olması ve amfibi harekât esnasında daha gelişmiş hücum araçlarına ihtiyaç duyulması sebebiyle çalışmalar daha ileri bir aşamaya götürülmemiştir.
Amfibi Hücum Araçları ve ZAHA
Nihayet 2016 yılında, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ihtiyaçları doğrultusunda Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) tarafından başlatılan ihale süreci sonucunda FNSS, Zırhlı Amfibi Hücum Aracı (ZAHA) geliştirilmesi ve seri üretimi görevi üstlenmiştir. 2017 yılında imzalanan projeyi müteakiben FNSS ilk ZAHA prototipini ortaya çıkarmış, bir dizi kalifikasyon testlerinin tamamlanmasını müteakip seri üretimine başlamış ve proje kapsamında 27 adet aracı üreterek Deniz Kuvvetleri Komutanlığına teslim etmiştir.
ZAHA Amfibi Hücum Aracı, FNSS
ZAHA, üstün zırh koruması, mayın koruması, yüksek taşıma kapasitesi ve gelişmiş deniz performansı ile benzerlerinden ayrılmaktadır. Modern iletişim cihazları ve silah sistemleriyle donatılan ZAHA, deniz piyadelerinin amfibi hücum yeteneklerini önemli düzeyde arttırmış ve onlar için bir kuvvet çarpanı haline gelmiştir.
ZAHA Amfibi Hücum Aracı, FNSS
ZAHA, bir amfibi hücum harekatı esnasında ana çıkarma gemisinde bulunan deniz piyadeleri gemiden kıyıya taşımakla görevlidir. Denizdeki yüksek manevra kabiliyeti ve zorlu deniz koşullarına dayanıklılığı nedeniyle gemi-kıyı arasındaki mesafeyi en hızlı şekilde geçebilir. Harekâtın çıkarma safhasında, amfibi doka sahip çıkarma gemilerinden denize inebilmekte ve çıkarma plajına kadar olan mesafeyi yüksek süratle kat ederek, birliklerin zırh koruması altında ve ateş desteği ile kısa zamanda karaya çıkmasını veya iç hatlara kadar ilerlemesini sağlamaktadır. Silahlı Kuvvetlerimizin sahip olduğu en hızlı amfibi araç olan ZAHA, kara ve deniz gereksinimleri dengelenerek, görev tanımı gereği hem bir askeri kara aracının hem de bir askeri deniz aracının sahip olması gereken tüm özellik ve kabiliyetleri üzerinde barındırmaktadır.
ZAHA Amfibi Hücum Aracı, FNSS
Aracın geniş hareket sığası; gemiden karaya, karadan gemiye, karadan karaya ve gemiden gemiye yüzebilmesine olanak sağlamaktadır. Suda direnci azaltmaya yönelik gövde tasarımı ve güçlü su jetleri ZAHA’ya, denizde 7 knot azami sürat ile yüksek hareket kabiliyeti kazandırmaktadır. Aracın yapısal tasarımı aynı zamanda çok zorlu deniz koşulları neticesinde alabora olmasına karşı denizde kendini düzeltebilmesini sağlamaktadır. Karada ise azami 70 km/s hıza ulaşmakta, %60 dik eğimi tırmanabilmekte, %40 yan eğimde tutunabilmektedir. ZAHA, 90 cm dik engelleri ve 2 m’lik hendekleri de kolaylıkla geçebilmektedir.
Benzerlerine göre daha yüksek balistik ve mayın korumasına sahip olan ZAHA, günümüzün en gelişmiş görev donanımları ile donatılmıştır. Araç içi ve diğer araçlar ile iletişim sistemleri gibi görev donanımları ve daha birçok yerli alt sisteme sahiptir.
ZAHA Amfibi Hücum Aracı, FNSS
FNSS tarafından ZAHA için deniz koşularına karşı dayanıklı olarak tasarlanan ve üretilen ÇAKA Uzaktan Komutalı Kulenin (UKK), ateş gücünü, 12.7 mm Makineli Tüfek ve 40 mm Otomatik Bombaatar oluşturmaktadır. Araç, üzerinde yer alan sis havanları haricinde ihtiyaç durumunda kullanılmak üzere güç grubundan sis üretebilme özelliğine de sahiptir.
ZAHA Amfibi Hücum Aracı, FNSS
Personel taşıyıcı, komuta aracı, kurtarma aracı ve mayın geçit açma aracı olmak üzere farklı konfigürasyonlara sahip olan ZAHA; araç içerisinde taşınacak malzeme ve personel sayısı, balistik ve mayın koruma seviyeleri, uzaktan komutalı silah sistemi ile karada ve suda performans kriterleri kapsamında, benzerlerine üstünlük sağlamaktadır.
ZAHA Amfibi Hücum Aracı, FNSS
ZAHA ve ÇAKA Kulesi
ZAHA, "Zırhlı Amfibi Hücum Aracı"nın baş harflerinden oluşan ve aynı zamanda projenin tanımından gelen bir isimdir ve Türk Deniz Kuvvetleri'nin ihtiyaçlarına özel olarak tasarlanmıştır. ZAHA üzerinde bulunan ÇAKA kulesi ise, Türk tarihindeki ilk amfibi harekat örneğini gerçekleştiren, Çaka Bey'den esinlenerek adlandırılmıştır. Uzaktan komutalı ÇAKA kulesi, FNSS tarafından ZAHA aracı için özel olarak tasarlanmış olup, gelişmiş optik ve atış kontrol sistemlerine sahiptir. 12.7mm makineli tüfek ve 40mm otomatik bombaatarlı silah sistemi ile gündüz ve gece kullanılabilmekte, hedef takibi yapabilmekte ve hareketli halde hareketli hedeflere karşı angajmana girebilmektedir. Sistem uzaktan komutalı olduğundan nişancı araç içerisinde yüksek zırh koruması altında konumlanabilmektedir. Bu özellikleri de ZAHA’yı dünyadaki benzerlerinden çok daha üstün bir araç konumuna getirmektedir.
ÇAKA Uzaktan Komutalı Kule, FNSS
TCG Anadolu ve ZAHA
Deniz Kuvvetleri’nin bu güne kadar sahip olduğu en büyük ve en gelişmiş çıkarma gemilerinden biri olan TCG Anadolu, hava araçları için olduğu kadar, ZAHA’lar için de önemli bir taşıyıcı platform görevi görmektedir. Amfibi harekâtın vazgeçilmezi olacak olan TCG Anadolu, ZAHA'larla birlikte çalışarak, Türk Deniz Kuvvetleri’ne önemli kabiliyetler kazandırmaktadır. TCG Anadolu, taşıdığı ZAHA’lar sayesinde gemiden kıyıya manevra seçeneklerini ve harekât esnekliğini artırarak, deniz piyadelerimizin amfibi hücum etkinliğini azami seviyeye çıkarmıştır.
ZAHA Amfibi Hücum Aracı ve TCG Anadolu Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi
Kaynakça:
Keegan, John. The Second World War. London: Penguin Books, 1989.
Morison, Samuel Eliot. History of United States Naval Operations in World War II. Boston: Little, Brown and Company, 1947-1962.
Millett, Allan R. and Peter Maslowski. For the Common Defense: A Military History of the United States from 1607 to 2012. New York: Free Press, 2012.
Tomblin, Barbara Brooks. Amphibious Assault: Manoeuvre from the Sea. London: Seaforth Publishing, 2019.
United States Marine Corps. Small Wars Manual. Washington, D.C: U.S. Government Printing Office, 1940.
Ministry of Defence UK. The History of Amphibious Warfare and its Evolution in Modern Warfare. London: Ministry of Defence, 2004.
Erdoğan, Tuncay. Çanakkale Muharebeleri ve Amfibi Harekatlar. İstanbul: Deniz Kuvvetleri Kütüphanesi Yayınları, 2005.
Gürsel, Ahmet. Deniz Harp Tarihi ve Amfibi Harekatlar. Ankara: Genelkurmay Yayınları, 2010.
Korkut, Sinan. Batıya Açılan Kapı: Çaka Bey ve Türk Denizciliğinin Başlangıcı. İzmir: Ege Üniversitesi Yayınları, 2012.
Kıbrıs Barış Harekâtı ve anılar: İzzettin Çopur 1974
Teşekkürler:
Cem Altınışık: Emekli Deniz Piyade Alb. Tamer Ünver'e "Çaka-1 4x4 Tekerlekli ve Çaka-2 Paletli Amfibi Araçların" hikayesini, dönemin şahitleriyle mülakat yaparak bu makaleye taşımama yardımcı olduğu için sonsuz teşekkürler.
Benzer
Amfibi Hücum Araçlarının Tarihçesi ve ZAHA
Deniz Savunma Harbi Tarihçesi
Türkiye’nin denizaltı projeleri
İran’ın yeni hava savunma sistemi: Arman
Güney Kore gözünü ABD pazarına dikti